Haziran 08, 2008

Rusya Devrimi'nden Kalanlar





1917'de Rusya'da devrim gerçekleştiğinde, günümüze böylesi sanatsal değerler taşıyan propaganda posterleri kalabileceğini kim bilebilirdi. İşte dadaizme,oluşum hareketlerine,sürrealist yaklaşımlara dahiyane örnekler. Şuradan zengin açıklamalari ile bulabilirsiniz.

Retrospective Starbucks

Bir kahve tutkunuyum. Evet, açıkça söylüyorum, bir günüm kahvesiz geçemez hale geldi. Kahvenin en hızlı ve en sevdiğim versiyonu tüm dünyada olduğu gibi Starbucks. Herhangi bir caféde kahve içmekten haz etmiyorum, hemen bulduğum en yakın Starbucks'a koşarak sıcak,soğuk,öyle yada böyle bir Mocha seçiyorum. Bu sefer de, retro ile kahve merakımı harmanladım ve gözümden kaçan bir habere takıldım. Bildiğimiz gibi Starbucks logosu yeşil üzerine uzun saçlı bir deniz kızı ifadesinden oluşuyor. Lakin çok uzun bir geçmişe sahip olan bu kurumun değişmiş gelişmiş logosu bizim aşikar olduğumuz. Nasıl anlatsam nereden bağlasam, bugün pek bir kabiliyetsizim açıkçası ama, söylemek istediğim ilk logosu kahverengi üzerinde göğüsleri ve göbeği ortalarda salınan, ikiz kuyruklu bir Yunan deniz kızı varmış. Zaman içerisinde kahverenginin her ne kadar kahveyi simgelediğine inanılsada, bir softluk arayışına girilmiş. Bir kahve üzerinde fazla nü duran bu denizkızı tepkilere maruz kalmış ve açıkta kalan göğüsleri ve göbeği uzayan saçlarıyla örtülmüş. Daha sonra, 1987'den itibaren yeşil rengin hakim olduğu, kuyruklarından eser kalmamış bir deniz kızına sahip olmuşlar. Neden mi eski logoyu uzun uzadıya yazıyorum? Çünkü, Starbucks 2006 yılında 35.yıl dönümü kutlaması olarak eski logolarını kullanarak bir süre dağıtım yapmış. (Ben nasıl kaçırdım hala bilmiyorum!) Şu sıralardada 8 hafta süresiyle tekrar eski logolarını gündeme getirmek, hatta reklamlara taşıma planları kuruyorlarmış. Bu da akıllara, retronun bir pazarlama aracı olarak tekrar tekrar kullanıldığını getiriyor. Design firmaları, Starbucks'ın içinde bulunduğu uygulamanın kendilerini geliştirdikleri sürece bir tehlikeye sahip olmadığını söyleselerde, bu retro hareket, Starbucks Yönetim Kurulu Başkanı Howard Schultz himayesi altındaki ilişkileri sıcak tutma, iyi dilekleri kendisinden uzaklaştırmama taktikleri olarak izleniyor. Çünkü, son yıllarda artan fiyatlar, makina yapımı sütler ve kötü harmanlar Starbucks'ın bu yoldan koşması gerektiğini, eski günleri yad etme ihtiyacını ortaya getiriyor. Son bir hatırlatma, neden kahve renk yerine yeşile geçildi diye sorarsanız, İtalyan bayrağından esinlenilerek, sıcak duyguları canlandırdığına inanılmış. Şimdi eski logonun dönüşünü, hevesle bekliyorum. Yaşasın pazarlama ruhu!

Haziran 02, 2008

Hey Bayan, Papyonunuz Nerede?


Yahu ben papyonlara bayılırım. Pek bir sevimlilik katarlar, o gergin kumaşlara. Veee.. sevgili March Jacobs, sevgili diyorum çünkü son zamanlarda ilginç atılımlar gerçekleştiriyor, 2008 bahar koleksiyonuna bol bol papyon eklemiş. Bence, kimseninde gözünü oymamış, farklılaştırmış, şık durmuş. Favorim bu görselde Moschino oldu. Bayanlar, sizce de çoktan klasik dışına taşmak, oralarda bi yerlerde hoplamak zıplamak zamanı gelmedi mi ?

- şu üstteki Channel çanta ve ayakkabılar uzun zamandır benim, arıyorum arıyorum açmıyor telefonlarını Nicky Hilton,lütfen iletir misiniz?

Retro+Daschund : Slinky Dog


Hayvan sever sıfatını taşıyor musunuz taşımıyor musunuz bilmiyorum ama ben hayvanları sevmeyeni kısa ve net sevmiyorum. Niye mi? Çünkü bana göre onlar dünyanın en masum bakan varlıkları. Her ne kadar bazı zamanlarda içgüdülerine yeniliyor olsalarda, insanlarla karşılaştırdığımda onlarla mutluyum. Bu sebeple, iki komik köpeğim var. Cinsleri çizgi filmlere,bir çok çizgi-romana ve hatta filme konu olmuş Daschund'ların. Bilirsiniz işte şu ince uzun, ayakları kısacık ve gövdesi yerlerde sürünen komik görüntü :) Onu en son Sex And The City'de bir sahnede koşa koşa yürürken gördüm. Eve gelince köpeklerimi daha da çok sevdim. Eh şimdi sen bize neden bunları okutturuyorsun derseniz, hayvan severlik dışında retro sever biride olunca eh işte bu eğlenceli oyuncakla karşılaştım. Gülmeye mecalim yoktu, lakin bu oyuncaktan evde iki tane olduğunu düşünce pek sevindim. Yoksa burayı alışveriş listesine çevirmemin son örneği olarak, bana bunuda alın diye tutturabilirdim. Buyrun, kendileri çektikçe uzuyor. Yanında da güzel retro örnekleri sergileyen takım arkadaşları, oyuncak setleri. Bakalım, büyükannelerimiz zamanında neler revaçtaymış kih kih..

Haziran 01, 2008

Cliché ?

Bir çok dilde şaşkınlığı ifade etmek adına, sükseli sözcükler seçilir ve bunlar dudaklarımızı kocaman açarak, cart bir ses tonuyla tekrarlanır. Artık nasıl bir heyecan sirkülasyonu söz konusuysa, etrafta her nedense bu durumu yadırgamaz, genellikle küçük bir gülücük ile geçiştirir. Şimdi aynı ses tonuyla, aynı cliché' yi tekrarlıyorum ve siz yalnızca gülüp geçiyorsunuz bu yazıya. İşte karşılaştığım en güzel dergi kapaklarından biri. Şu dekora, şu elbiseye, şu duruşa, şu kontrasta bakın. Chicago Fashion, nerelerdeydin?

Married to The Mob


Uzun zamandır karşıma bu derece sevdiğim bir sayfa çıkmamıştı. Married to The Mob, her türlü klasiklerin dışına taşmak isteyen insanların buluştuğu nokta gibi geldi bana. Kendileri Paris bazlı olup, "i XO paris" t-shirtleri çok ama çok tatlı. Kurcalamanızda fayda var, online sipariş verebilirsiniz.

- Adresimi veriyorum, ehöm, gönderebilmeniz için. :)

Département Féminin




Lokasyon Fransa, Toulouse. Şirin mi şirin bir dükkan. Tentesi tek bir harf bile olmayan bembeyaz bir bezden. Üstünden başından sadelik akan, mankenlerin süslediği zarif bir dekorla kaplı vitrin ve abartıdan uzak iç dizayn. Önünden geçerken, hızlı adımlı insanların gözlerine dokunmazken, romantiklere hitap eden bir yer. Département Féminin'den bahsediyoruz. En az dillerde dolaşan ve müthiş tasarımlı markaların yanyana durdukları bir butik-dükkan orası. İçinde adımlar atıyor olsaydım eminim ki küçük bir Fransız kızı olmanın gizli hazzını yaşardım. Gidilip, hissedilesi yerlerim arasına burnunu sokmuş oldu kendileri. Naif,kaşmir ve ipek kokan bu butik-dükkanın alt katında tam da hayallerimin sığınağı var. Bir ilham duvarı yaratmışlar ve bu duvara Vogue Paris, French Elle ve Jalouse gibi dergilerin hit olmuş sayılarını serpmişler. O kadar harika bir havası var ki, orada bulunupta bir Lanvin edinmeden çıkmak mümkün gibi durmuyor :)